İşte haritalarla 15 aylık savaşın Gazze Şeridi’nde yarattığı yıkım

“`html

Gazze’de ateşkes sağlandı, ancak 15 ay süregelen çatışmalar bölgedeki büyük yıkımlara sebep oldu.

Gazzeliler, bu ateşkesin kalıcı bir barışa zemin hazırlamasını umuyor, fakat Birleşmiş Milletler, bölgenin yeniden inşasının yıllar alabileceğini belirtiyor.

BBC’nin hazırladığı görsel rehber, 7 Ekim tarihinden itibaren Gazze’de hayatın nasıl değiştiğini etkileyici bir şekilde gösteriyor.

Yıkımın Ölçüleri

İsrail’in, Hamas savaşçılarının sivil halka karıştığını öne sürerek başlattığı bombardımanlar önce Gazze’nin kuzeyine yoğunlaştı.

Beyt Hanun, kuzey sınırından 2 km uzaklıkta ilk saldırıya uğrayan ve en çok hasar gören yerlerden biri oldu.

11 Ocak itibarıyla Gazze’nin büyük bir kesimi, İsrail saldırıları sebebiyle tahrip olmuştu.

İsrail, Ekim ayı sonunda kara harekatına geçmeden önce Gazze Şehri ve çevresindeki diğer kentleri bombardımana devam etti.

İsrail ordusu, sivillerin Gazze Nehri’nin güneyine tahliye edilmesini istedi.

Ancak, yüzbinlerce Gazzeli’nin sığındığı güney şehirleri de hava saldırılarına maruz kaldı.

Kasım ayı sonlarına gelindiğinde, Gazze’nin kuzeyi büyük ölçüde harabe haline geldi.

Ocak ayına kadar Gazze’deki yapıların yarısından fazlası ya hasar görmüş ya da tamamen yıkılmıştı.

Amerika’nın CUNY Lisansüstü Merkezi ve Oregon Eyalet Üniversitesi’ndeki uzmanların analizine göre, 15 ay süren çatışma sonucunda Gazze Şeridi’ndeki binaların yaklaşık %60’ı zarar gördü.

Gazze Şehri ise yıkımın en ağır şekilde yaşandığı bölge oldu.

Birleşmiş Milletler, Gazze’deki konutların %90’ından fazlasının hasar gördüğünü, yaklaşık 160 bin konutun yıkıldığını ve 276 bininin de ağır ya da kısmi hasar aldığını bildirmektedir.

Devasa Çadır Alanları

Gazze’de savaş öncesi yaşam zorluklarla doluydu.

İsrail ve Mısır’ın doğu ve güneyden uyguladığı abluka, bölgeye giriş-çıkışları ciddi şekilde kısıtlıyordu.

Her iki ülke de bu ablukayı güvenlik gereksinimi olarak gösteriyordu.

Dünya Bankası, Gazze nüfusunun neredeyse üçte ikisinin yoksulluk içinde yaşadığını belirtiyor.

Savaş öncesi birçok kişi Birleşmiş Milletler’in mülteci kamplarında yaşıyordu. Bununla birlikte Gazze Şeridi’nde hastaneler, okullar ve çeşitli iş yerleri mevcuttu.

Ancak 41 kilometre uzunluğunda ve 10 kilometre genişliğindeki bu bölge artık büyük ölçüde yaşanamaz hale geldi.

Bazı yerleşim alanları tamamen yok olmuş durumda.

Önceden tarım yapılan alanlar, İsrail’in yürüttüğü operasyonlar sırasında ağır araçlar ve askeri tanklar tarafından tahrip edildi.

2.2 milyon insanın yaşadığı Gazze, çoğunlukla dört ana şehirde bulunmaktaydı.

Bu şehirler arasında güneyde Refah ve Han Yunus ile merkezde Dayr el-Balah ve Gazze Şehri var. Ancak bu nüfusun büyük çoğunluğu yerinden edilmiştir.

İsrail’in askeri operasyonlarının yoğunlaşmasıyla aileler sürekli yer değiştirmek zorunda kaldı.

İlk olarak kuzey bölgedeki halka, Gazze Şeridi’ni ikiye bölen nehir yatağının güneyine geçmeleri söylendi. Sonrasında ise güneydeki bazı alanların tahliyesi başladı.

İsrail’in Ekim 2023’te “insani alan” olarak ilan ettiği Akdeniz kıyısındaki el-Mawasi’nin uydu görüntülerinde yerlerinden edilen kişilerin kurduğu birçok çadır belirmektedir.

İsrail, Mayıs ayında yaklaşık bir milyon kişinin sığındığı Refah’taki harekâtına başladıktan sonra Han Yunus ve Dayr el-Balah bölgelerini de “genişletilmiş insani yardım alanları” ilan etti.

Ancak, Hamas savaşçılarının sivil alanlarda saklandığı iddiası ile gerçekleştirilen saldırılar, insani yardım alanlarını daralttı.

Birleşmiş Milletler’e göre Ağustos ayında el-Mawasi’de 1.2 milyondan fazla kişi barınma bulmaya çalışıyordu.

Kritik altyapı eksikliği ve temel hizmetlerin yokluğu ile bu kamp alanının boyutu 7 kilometrekareden 72 kilometrekareye genişlemiş durumdadır.

BM, bu aşırı nüfus yoğunluğunun ciddi bir sorun haline geldiğini belirtiyor.

Açlık Sorunu

Açlık çeken bölgeler üzerinde çalışan IPC adlı kuruluş, Gazze’de 1.8 milyon kişinin yüksek düzeyde gıda sıkıntısı yaşadığını, 133 bin kişinin ise ciddi besin yokluğu ile karşı karşıya olduğunu açıkladı.

IPC’nin Eylül 2024 – Ağustos 2025 tahminlerine göre, akut gıda sıkıntısı düzeyleri savaş öncesine göre on kat artmış durumda.

Öncelikle savaş öncesi Gazze’deki nüfusun %80’i insanî yardıma muhtaç durumdaydı.

7 Ekim sonrası İsrail ve Mısır sınır kapılarını kapattıkları için, yardım malzemelerinin sevkiyatı yaklaşık on gün boyunca durduruldu.

Sevkiyat daha sonra, çok daha az miktarda yeniden başladı ve Birleşmiş Milletler’in verilerine göre Ocak ayında günlük ortalama 50 yardım kamyonu Gazze’ye girebildi.

İsrail, BM’nin verilerine karşı çıkmasına rağmen, kendi verileri Ocak ayında yalnızca 140 kamyonun Gazze’ye girdiğini, Nisan ayında günde 226 kamyona kadar ulaşan en yüksek sayıda yardım gönderildiğini göstermektedir.

Dünya Gıda Programı, Mart ayındaki değerlendirmesinde, Gazze’deki temel gıda ihtiyaçlarının karşılanması için günde en az 300 kamyonun girmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bu hedefe, savaşın başlangıcından bu yana ulaşılamadı.

Birleşmiş Milletler yetkilileri, gıda kamyonlarının engellenmesi sorununu İsrail ordusunun kısıtlamaları, süregelen çatışmalar ve düzensiz durum ile ilişkilendiriyor.

İsrail ise BM kurumlarını suçlayarak, yardım malzemelerine engel olmadığını savunuyor.

İsrail, Hamas’ı aynı zamanda yardım malzemelerini çalmakla da itham ediyor, ancak örgüt bu suçlamaları reddediyor.

Yoksulluğun Artışı

Çatışmalar, Gazze’nin ekonomik yapısı üzerinde de yadsınamaz bir etki yarattı.

Dünya Bankası’na göre, Gazze ekonomisi 2024’ün ilk çeyreğinde %86 oranında küçüldü ve bu durum “tarihi bir ekonomik daralma” olarak kaydedildi.

Dünya Bankası, Gazze’deki neredeyse tüm halkın yoksulluk sınırının altında yaşadığını, savaş öncesi bu oranın %64 olduğunu belirtiyor. Ayrıca, temel ürünlerin fiyatları yaklaşık %250 oranında artış göstermiştir.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) raporuna göre, savaşın yarattığı zarar yaklaşık 18.5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor; bu rakam Gazze’nin 2022 yılındaki GSYH’sinin neredeyse yedi katına denk geliyor.

Dünya Bankası, bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik seviyesini 2022 düzeyine yeniden ulaşabilmesinin 350 yıl sürebileceğini ifade etmekte; eğer 2007’den beri uygulanan kısıtlamalar kaldırılırsa bu durum değişebilir.

Birçok sağlık kurumu hasar nedeniyle çalışamaz hale gelirken, malzeme ve yakıt eksiklikleri ciddi problemler yaratmaktadır.

İsrail ordusu, bazı hastanelere müdahale ederken buranın Hamas tarafından askeri amaçlarla kullanıldığı iddialarını öne sürmektedir. Hamas ve hasta yöneticileri ise bu suçlamaları reddetmektedir.

Gazze Şehri’ndeki el-Şifa Hastanesi, bir zamanlar en büyük sağlık hizmeti sunan tesisken, büyük hasar görmüştür. Bugün yalnızca acil servis kısmıyla hizmet vermektedir.

İsrail ordusu, hastane üzerindeki iki operasyon esnasında “hastanenin her tarafında” birçok “teröristin” etkisiz hale getirildiğini veya yakalandığını, ayrıca silah ve istihbarat ele geçirdiğini iddia etmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü, Gazze’deki toplam 36 hastaneden yalnızca 18’inin kısmen işlev gördüğünü, 11 tane sahra hastanesinin de çalışma durumunun makul olduğunu aktarmaktadır.

Uzun Bir Yeniden İnşa Süreci

İnsani durumun yanı sıra, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Gazze’deki yeniden inşa çalışmalarının uzun zaman alacağını vurgulamaktadır.

Su ve atık su sistemleri “neredeyse tamamen işlevsiz” hale gelmişken, kamp ve sığınak çevresinde biriken çöp yığınları dikkat çekmektedir.

UNEP, patlatılan güneş panelleri ve cephanelikten yayılan kimyasal suların, su kaynaklarını kirletebileceği uyarısında bulunmaktadır.

Yıkımın Barcelona gibi hesaplamalarına göre, 50 milyon ton enkaz meydana geldiği tahmin edilmektedir.

Yalnızca savaş sonrası oluşan enkaza ve patlayıcılara yönelik temizleme işlemleri için 21 yıl harcanması gerektiği belirtiliyor.

UNEP Direktörü Inger Andersen, “Gazze’deki ciddi çevresel zarar, halka acılı ve uzun bir toparlanma süreci zorluğu yaratma riski taşımaktadır” şeklinde ifadelerde bulunuyor.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir